﴾٤٩﴿ الشِّعْرَى رَبُّ هُوَ وَأَنَّهُ (Ve ennehu huve rabbuş şı’râ.) MEALİ: Doğrusu Şi’râ yıldızının Rabbi O’dur. Necm Suresi: 49. Ayet.
Kur’an-ı Kerim’de Necm Suresi 49. Ayette adı geçen Şi’ra yıldızı, bazılarına göre Sirius yıldızı olarak kabul edilir. Doğrusunu elbet Rabbimiz bilir. Araştırmalar göre ve kendi kanaatimce de Şi’ra yıldızının Sirius olduğu yönünde düşüncelerim daha yoğun durumdadır. Eskiden bazı medeniyetler (şehirler) Sirius’a taparlardı ve Arap kavimlerinden de bu yıldıza tapanlar vardı, Necm Suresi 49. Ayetde Allah-u Teala tapmış oldukları yıldızı da bir yaratanın, olduğunu ayetiyle bildirmiştir, uyarı bağlamında.
Sirius yıldızı Sirius A ve Sirius B olmak üzere çift yıldızdan oluşan bir yıldızdır. Kimi kültürlerde ‘’Cennetin Kapısı’’, kiminde de ‘’Ruhların Köprüsü’’ olarak geçen bu yıldıza kutsallık atfedilmiştir. Medeniyet(şehir)lerde ve kültürlerde isimleri; “Sigi” (Dogonlar’da), “Sigo” (Bambara’larda), “Şi’ra” (Araplar’da), “Seirios” (Hellenler’de), “Sirius” (Romalılar’da), “Kak-si-sa” veya “Kak-si-di” (Asur-Babil’de), “Kak-si-si” (Hititler’de), “Tistirya“, “Tishtrya” veya “Tiştria” (Farsça: Zerdüştlüğü benimsemiş kavimlerde), “Sima Kayne” (Bozolar’da), “Sirona” (Galyalılar’da), “Hu-Şi” (Çinliler’de ) “Sothis” (Eski Mısırca adının Grekçe’ye uyarlanmış hali) gibi isimlerdir. Yıldız ortaçağ astrolojisinde’’Behenian sabit yıldızları’’ndan kabul edilmiştir.
Bir çok yerde Akyıldız olarak geçse de Batlamyus’a göre ‘’kızıl yıldız’’ grubundadır. Görünür kadiri (V): Sirius A:−1.47 / Sirius-B: 8.44, Mutlak kadiri (MV): Sirius-A: 1.42 / Sirius-B: 11.33’dür. Sirius’un 3. Bir yıldızı daha olduğu düşünülmektedir, sebebi yörüngesindeki düzensizliktir, ancak bu üçüncü bileşen henüz keşfedilememiştir. 2. Bileşen olan Sirius B ise 31/12/1862’de keşfedilmiştir.
Sirius yıldızı hakkında ‘’Kaderin yazıldığı gün’’ diye kaynaklarda geçtiğine dair yazılanlar, dua zamanları için uygun olduğuna inanışlar v.s. yazılmaktadır. Böyle midir? Değil midir? Hiçbir iddiam ‘’olamaz’’ ancak, Mutlak kader elbette ki kul doğduğunda, değiştirilebilir kader ise Berat kandilinde olduğuna dair inancım bütün ve tastamamdır. Okuyanlara da naçizane bir hatırlatma yapmak istedim. Dua zamanı ise yıldızın eski kültürlerdeki inanışını baz alırsak belirleyicilikte çok da emin bir zaman vermek mümkün olmayabilir.
Eski Mısır’da “Orta Krallık” döneminde, Mısırlılar takvimlerini Sirius’un helyak doğuşuna göre düzenlemişlerdi. (Helyak doğuş ‘’Heliak doğuş’’ Güneş ile aynı sırada doğup batabilen yıldızların Güneş’in doğduğu sıralardaki doğuşuna verilen addır. Bir yıldızın helyak doğuşu ile Güneş’in doğuşu arasındaki zaman farkı yılın belirli bir gününde sıfırlanır ki, o günden sonra o yıldız Güneş’ten daha önce doğmaya başlar. Bu iki doğuş arasındaki zaman farkı, başlangıçta bir iki hafta boyunca bir saati geçmez. Fakat fark giderek açılır ve yıldızın doğuşu gece yerine gündüze denk gelmeye başlayınca ışığı Güneş’in güçlü ışığı yanında sönük kalan yıldız her yıl belirli bir dönem boyunca görülemez. Mısırlılar da bu yüzden 70 gün boyunca Sirius’u göklerinde göremezlerdi.)
Sirius yıldızı birçok uygarlığın tarihinde yer almış ve çeşitli olaylar için yıldızın helyak doğuşu referans alınmıştır. Örneğin, Romalılar, yıldızın helyak doğuşunda köpek kurban ederlerdi ve bu doğuşu 25 Nisan’da kutlarlardı. Kutlama esnasında bir de koyun kurban edilerek o yılki buğday hasatının verimli ve kayıpsız geçmesi beklenirdi.
Eski Yunanlılar içinse Sirius, Romalılar gibi olumlu bir anlam ifade etmezdi. Yunanlılar, yıldızın 70 günlük kayboluş ve ardından tekrar görünüşünü kurak yaz temsili olarak düşünürlerdi. Kadınların tahrik olması ve erkeklerin de güçsüzleşmesi gibi inanışlarda da Sirius Yıldızı sebep olarak gösterilirdi. Ege Denizi’ndeki bazı adalarda ise çetin geçen kış dönemlerinde Sirius’a kurban kesilip dua edilerek sıcak yaz günlerinin gelmesi beklenirdi. Yıldızın sadece doğumu değil, aynı zamanda parlaklığı da bir anlam ifade etmekteydi. Puslu, silik bir görünüm kötü talih ve veba habercisi sayılırdı.
Sirius’un 70 günlük kayboluşundan sonra tekrar görünmeye başlaması Mısır’da Nil Nehri’nin taşmasından hemen önceye denk gelmekteydi. Eski Mısır’da Sopdet adıyla bilinen Sirius’un 70 günlük kayboluş dönemi İsis ve Osiris’in öte alemde bulundukları dönem ile eşleştirilmekteydi. Tapınakların iç odalarının hemen hepsinin Sirius Yıldızı’nı görebilecek şekilde inşa edilmesi, Eski Mısır’da bu yıldızın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyan bir başka etkendir.
Polinezyalılar ise denizcilikte Sirius Yıldızı’nın konumundan oldukça fazla faydalanmışlardır. Yunanlılar’ın tam aksine Polinezyalılar için Sirius’un görünmeye başlaması kış günlerinin habercisiydi.
Yukarıda yazılmış olan Sirius’un doğuşuna göre uğurlu ve uğursuzluk durumlarını Venüs’ün sabah yıldızı ve akşam yıldızı olarak doğuşlarında da eski uygarlıklarda, kutlama, kurban ritüelleri v.s. uygulandığını, uğurlu ve uğursuz zamanları olduğuna inanışların olduğunu da bir not olarak eklemek istiyorum. Tüm bu inanışlar ve gözlemler doğrultusunda sadece astrolojik olarak değil astronomik olarak da dua zamanlarının getirisi, olasılıkları eşref zamanı tayini yapılması gerektiğini de hatırlatmak yerinde olacaktır.
Dogon kabilesinde de Sirius yıldızı hakkında oldukça ilginç bilgiler yer almaktadır. Dogonlar Afrika’nın Mali cumhuriyetinde yaşayan bir kabile halkıdır. Kabilenin nüfusu 250.000 civarındadır. Dogonlar hakkında en fazla araştırma yapmış ve Dogon kültürünü 1930’lu yıllarda Batı’ya tanıtmış olan etnolog Marcel Griaule’dür. Totemleri bulunan ve inisiyasyona dayalı bir örgütlenmesi olan bu kabile, tradisyonlarını sözlü aktarım yoluyla sürdürmüştür. Tradisyonlarındaki astronomi bilgileri, özellikle Sirius sistemi hakkındaki bilgileri tüm astronomları şaşırtmıştır. Dogonlar’ın 1930’lu yıllarda bildirdikleri bazı bilgiler, sonradan modern astronomik keşiflerle doğrulanabilmiştir. Kimilerince ilkel olarak nitelendirilebilecek bu halkın geleneksel olarak bildiği, teleskopa sahip olunmaksızın bilinmesi imkânsız denilen astronomik bilgilerden bazıları şunlardır:
Dünya yuvarlaktır ve Güneş etrafında döner, Ay da Dünya etrafında döner.
Satürn’ün halkaları
Jüpiter’in uyduları
Sirius bir çift yıldızdan oluşur, birbirleri çevresinde 50 yılda bir dönerler, biri çok küçüktür, gözle görülemez ve onun maddesi çok ağırdır. (Bu bilgileri bilebilmek için teleskop da yeterli değildir.)
Dogonlar, bu kadarla kalmayıp, Sirius Sistemi’nde henüz varlığı halen doğrulanamamış üçüncü bir bileşen yıldızın olduğunu, dolanım süresini ve gezegenin bulunduğunu bildirmektedir. Dogonlar’ın bu bilgileri nasıl bilebildikleri hakkında şimdiye dek çeşitli spekülasyonlar yapılmışsa da, spekülasyonların ötesinde, doğrulanabilir bir veri elde edilebilmiş değildir.
Sirius yıldızına en fazla önem vermiş topluluklardan biri olan, Dogonlar’ın Sirius ile ilgili olarak, sembolizm içerdiği sanılan diğer inanışları şöyledir:
Po tohumunun en yüksek gök katındaki ifade edicisi, temsil edicisi ve kopyası Sirius-B yıldızıdır (Po-tolo). Po tohumu alemi döndürmeyi bitirmiş olduğundan dış zar Sirius-B’ye dönüştü. Sirius-B’de Po’nun döndürmüş olduğu alemin kanından arta kalan kısım vardır. Bu, onun yarattığı her şeyin kanından arta kalan kısımdır. Sirius-B küçük olmasına karşın en ağır yıldızdır. Tüm yıldızların ilki Sirius-B’dir. Alemdeki her şey onda vardır. O, âlemin desteği, dayanağı, yıldızların direğidir. Âlem Sirius-B yıldızının sayesinde dönmektedir. Sirius Sistemi Güneş Sistemi’mizle evlenmiş bulunmaktadır. Dünya’ya Sirius-B yıldızından Nommo’nun gemisi ile aktarılan tohumlar yalnızca Dünya üzerinde değil, yaratılan tüm “üst üste konulmuş alemler” de çimlenip çoğaldılar. Dünya’ya kelâmın hepsi açıklanmadı, daha gelecektir. “Emirler Sirius-B’den Sirius-A’ya Sirius-C vasıtasıyla aktarılmaktadır”.
Sizlerle paylaşmak istediğim asıl konu ise Sirius yıldızının 49,9 yılda bir devir olan dolanım zamanlarıdır. Sirius A ve Sirius B arasında biri küçük, biri büyük basık halkaların sırayla birbirini izlemesinden oluşan bir zinciri andırırcasına çift yaylar çizmeleriyle oluşan ve kesişme noktalarında ise birbirlerine yaklaşan dolanma süreleri, kimi astronomlarca 49,9 yıl olarak hesaplanmıştır. Bu döngüye vurgu Kur’an-ı Kerim’de Necm (yıldız) Suresinin 49. ayetinde Şi’ra yıldızının adının geçmesi (bkz ilk paragraf) ve ﴾٩﴿دْنَى أَوْ قَوْسَيْنِ قَابَ فَكَانَ (Fe kâne kâbe kavseyni ev ednâ.) MEALİ: Aradaki mesafe iki yay boyu oldu, hatta daha yakın, Necm Suresi: 9. Ayetinde yay mesafesinden de bahsedilerek yapılmıştır.
Her iki ayetin sayıları yani 49 ve 9 yan yana getirildiğinde ise söz konusu yıldızların kimi astronomlarca ileri sürülmüş dolanım süreleri olan 49,9 (yıl) sayısının oluştuğu görülmektedir. Bazıları tarafından ilginç bir rastlantı olarak da düşünülebilir. Ancak Kur’an-ı Kerim’de Şi’ra yıldızından, Necm (yıldız) Suresi: 49’uncu ayette söz edilmesi ve aynı surenin 9’uncu ayetinde iki yıldızın yörüngelerini ima edercesine “iki yay” ifadesinin geçmesi rastlantısal olamaz. Hiçbir şeyin tesadüf olmadığını hayatın en ufak zamanlarında dahi düşünüyorken, Sirius’un dolanım süresinin 49,9 olması ile Şi’ra yıldızın geçtiği 49. ayet ve iki yay mesafesinden bahsedilen 9. ayetin kat’i suretle tesadüfi olduğuna inanmak mümkün değildir.
Sizlere ayrıca bir de tiyo vermek istiyorum. Eşref zamanları olarak Güneş, Ay, Venüs ve Jüpiter kavuşum ve üçgen açılarının Sirius ile oluşmasında da oldukça etkilidir. İyi niyetli her duanız anda hayrınıza dönüş sağlar Biiznillah. Vatanımız ve zulüm altında olan tüm insanlık için, özellikle çocuklar için, Filistin içinde dua etmeyi unutmayalım. Allah-ü Teala’ya, en güzele emanet olalım, sevgi, saygı ve duayla dostlar.
KAYNAK: https://tr.wikipedia.org/wiki/Sirius, http://www.gezegenler.gen.tr/sirius.html
2018
YONCA BAZ OLAMAZ @muneccimemyonca (astroyonca)
Whatsapp İletişim: 0532 159 8623
astroyonca@gmail.com
+ There are no comments
Add yours