Ay içsel varlığımızın fizik bedene tesirini tetikler, duygular mutlak surette benlikte yansıyacak bir ayna bulacaktır. Ayın sınavı iyi anne olabilmek, dişil vasfını pozitif yönde kullanabilmek ve duygularını yönlendirebilmesinden geçer. 2. semada Merkür zekadan, dimağdan sorumludur, mitoloji de ayakları kanatlıdır ve aldığı haberi çabuk ulaştırması, oyalanmadan ulaklığını yapabilmesi için böyle olduğu söylenir.
Ay hisseder, Merkür’e yollar, Merkür hislerin tesirinde hareket etse de etmese de, ben haberi alacak, beden duyguların tesirinde kalacaktır. Burada Merkür ün haberi iletirken ki tavrı önem kazanacaktır, kısacası düşüncelerimiz beyin kaynaklıdır ve beyin tüm bedeni yolladığı sinyallerle yönetebilecek güçtedir. Tabi beyin tam olarak Merkür’le mi işler diye sormadan geçemeyiz, tabii ki hayır, zeka göstergesi horoskopta başka etkilerle de incelenmelidir, hatta bilimsel araştırmalara göre zeka geni kız çocuğa %50 anneden, erkek çocuğa ise % 100 anneden geçmektedir. Bu durumda Ay hafıza ve zeka için analizlerde oldukça önemli bir yer kaplar. Yine de Merkür düşüncelerimiz olduğundan kişinin kendine dahi yalan söylemesi durumunu Merkür’le kanalize ederiz. İşte bu durumda Merkür’ün sınavı ortaya çıkar, düşünsel bazda kendini saptırmak tehlikeli bir durumdur.
3. semada Venüs’ün etkisi ile seyir bulacaktır. Venüs hislere nasıl yaklaşacak, kraliçenin mesajının kral tarafından algılanmasını nasıl sağlayacaktır, adaletli olup mizan görevimi görecek, yoksa mitlerde geçen şehvetle kralı kandıran rakkase gibi kraliçe hakkında tesirde mi bulunacaktır. Ay her ne kadar Güneşten uzak kalmama çabasında olsa da, görevleri olan kraliçe, sorumlu anne misali ağır ve vakur olmak durumundadır, ancak Venüs öyle midir? Hem krala daha yakın hem hazzın bulunduğu alandır, nefsi olan her şey Venüs’ün etkisindedir, kimi kaynaklarda Ay nefis olarak yazılmıştır, evet Ay’da nefisle ilişkilidir, ancak Venüs’ün durumu daha çok zevk ve haz ile ilişkilidir, çünkü nefis zevkin ve hazzın olduğu yerde şehvani arzulardadır, nitekim bunu karşılayabilecek olanda Venüs’tür. Tabii amacım Venüs’ü yerin dibine batırmak değil, sıkıntılı ve zorlu olan Dünya hayatında arada nefes alabildiğimiz etkiler yine Venüs kaynaklıdır 🙂 Öte yandan Venüs’ün karaktere tesiri yalnız diğerleri için değil, kendisi yani bütün olduğu kimlik içinde geçerlidir. Dış dünyaya ve diğerlerine olan tesirleri kendi küçük varlık bütünümüzde çözümleyince, gölge arketiplerimizin de o derece farkında olur, tesirleri ona göre yapar ve kendimizde de o nisbette yaşarız.
Güneş’in 4. semada olduğunu söylemiştik ve Güneş, etkileşim sürecinde karakteristik yapısını tüm bu etkilerle bezeyecek, yönlendirecek ve şekil verecektir. Ben, düşüncelere hakim olmayı başarabilecek mi? Nefsine hakim olabilecek mi? Duyguların tesirinde kalıp haksız yansımalara sebep olabilecek mi? Kral ışığını yansıtırken olgunlukla mı hareket edecek, yoksa çeşitli dürtülerle tesir altında mı kalacak?
5. kat sema da Mars isteklerin ve heveslerin elde edilmesi noktasında nasıl hareket edeceğimizle bizi sınava sürükleyecektir. Savaşımız nasıl olacak, hedefe gidilen nokta da bencil mi olacağız, yoksa kendimizi de, diğerlerini de zor duruma düşürmeden mi hareket edeceğiz, sonuçta harekete geçiş Mars’la yön bulacaktır.
6. kat sema da ki Jüpiter bilgiyi özümsediğimiz gezegendir, burada genişleme ve büyüme yaşarız, toplumsal değerler, din, hukuk, felsefe, inançların olduğu yerde Jüpiter etkilidir. Finansal durumumuz ve şansımız, ilahi korunmalarımızda Jüpiter’in etkisindedir. Jüpiter etkisinde dikkat edilmesi gereken yanlış inançlar, toplumun değerlerine zarar vermek, şansın kötüye kullanımı, hukuksal haksızlıklar, yanlış umutların peşinde koşup kendimize ve diğerlerine zarar vermelerimizdir. Jüpiter’in olduğu yerde abartma söz konusu olacağından kişi Jüpiter’in temsil ettiği alanlarda aşırılığa kaçıp akışın şansını zarara uğratabilir, hem kendine, hem de topluma yanlış etkilere sebep olabilir.
Ve geldik 7. kat semaya, Satürn’ün ikemetgahı ve kimine göre evrensel sonsuzluğa açılan kapı, kimine göre Tanrı, bana göre Rabbe giden kapıya varış yeri.. Satürn zamanın efendisi, sınırlayıcı, yargılayıcı, sınayıcı, öğretici planettir. Disiplin, olaylardan ders almak, organize etmek, sabırlı olmak ve her şeye rağmen ayakta kalabilmek Zuhal yıldızının etkisindedir. Satürn zorlu sınavların ve müthiş unutulmaz ödüllerin gezegeni.. O yüzden kolay değil Satürn’ü aşmak, öncelikle yaşlı bilge hayattan ne derece ders aldığımıza bakacaktır, zamanın kalitesini sağlayabildik mi? Öğrenmemiz gereken derslerin sürecinde öğrenilmesi gerekenleri öğrenebildik mi? Yaşamımızı organize ederken, toplumsal bazda neler yaptık, diğerlerine katkımız neydi? Sınavlara sabredebildik ve gereken disipline sahip olabildik mi? Kozmik bilince varabilmek, Satürn’ü aşıp kollektif bilgiye ulaşabilmek kolay değil, kolay olsa sınav olmaz. Ama unutmayalım ki başarılı olduğumuz sınavların sonucunda bizleri bekleyen ödülün yaşattığı doyum ve mutluluğu hiç bir şey bize sunamaz.
7 kat sema yolculuğumuzu az çok anlamaya çalıştık. Bundan sonrası kapıyı açacak anahtarın nasıl çevrileceğini, nasıl çalıştığını öğrenmekte saklı, yani yolculuğa Chiron ile devam etmeliyiz. Doğru şekilde, sıratı müstakim ile yürüyebilmek, anahtarla doğru kapıyı açabilmek, kapıyı açamazsak da bulunduğumuz düzlemi kavrayıp, anlayarak basireti açık bir şekilde yaşayabilmek her birimize nasip ola, yolculuğa devam dostlar, dua, saygı, selam ve sevgiler.
YONCA BAZ OLAMAZ @muneccimemyonca (astroyonca) (2012)
Whatsapp İletişim: 0532 159 8623
astroyonca@gmail.com
+ There are no comments
Add yours